Herkesin bir yerlerde gördüğüne ve ne kadar
anlamlı dediğine, ama sonra gündelik hayatın kaygıları içinde eriyip
gittiğine emin olduğum bir yazı paylaşmak istedim bugün. Nitekim ben de
önceden okumuş, beğenmiş ve unutmuştum. Yeniden karşıma çıktı, buraya yazıp en
azından kendim için kalıcı kılmak istedim.
Güneşli
bir İstanbul gününden sevgiler,
Seval
İlk kural:
"Karşına çıkan kişiler her
kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur; hayatımızda kimse tesadüfen
karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır,
ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”
İkinci
kural:
"Yaşanmış olan her ne ise,
sadece yaşanabilecek olandır. Hiçbir şey, hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi
değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile
değiştiremeyiz. "Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle
yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek
olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar
zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız
her olay, mükemmeldir."
Üçüncü
kural:
"İçinde başlangıç yapılan
her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda
yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”
Dördüncü
kural:
"Bitmiş olan bir şey
bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim
gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve
elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir."
Kendine
iyi bak. Tüm kalbinle sev. Sonuna kadar hayatın tadını çıkar. Hayatındaki her
gün bir hediyedir, kıymetini bil.
Çok çok iyi geldi şu an bu yazı, teşekkürler paylaştığın için :)
YanıtlayınSilPaylaşımımın, değer veren insanlara ulaşabildiğine sevindim... Sevgiler
Sil